Fransa'daki bir pizza restoranında saatte 120 tane pizza yapabilen robot icat edildi. Bu robot sayesinde pizzanın kalbi İtalya'daki pizza ustalarının pabucu bir bakıma dama atılmış oldu. "Pazzi" adlı bu robot, 30 saniyede lezzetli pizzalar hazırlıyor. Baltık ülkelerinden Estonya'da da "Wolt" isimli 6 tekerlekli robot yemek siparişlerini insanların evlerine kadar götürüyor. Sensörler ve 9 adet kamerayla donatılan bu robot trafik kurallarına etrafındaki yayalara ve trafik ışıklarına dikkat ediyor. Yani bir nevi araba gibi düşünebilirsiniz. Ama trafik kurallarını çiğneyen sürücüleri tespit edemiyor.
ABD'nin San Francisco kentindeki bir cafede tek başına baristalık yapan robot müşterilerine kahve ikramı sunuyor. Saatte 120 kahve sunabilen robotun piyasadaki fiyatı ise 25.000 $'dan başlıyor. Japonya'nın başkenti Tokyo'da bir robot belediye başkanlığına aday koyarak “herkese fayda sağlayacak adil ve dengeli politikalar” vaat ediyor.
Bunlar bulunduğumuz yıl içerisinde olan icatlar. Neyse, biz başladığımız yere geri dönelim. Öncelikle başta belirtmiş olduğum telefonu icat eden Graham Bell'den bahsedeceğim. Graham Bell 1876 yılında telefonu icat ettiği zaman insan iletişiminde yepyeni bir çağ başladı. Bell'in buluşundan önce, bir mesajı en hızlı iletmenin yolu, Mors alfabesiyle telgraf hatlarından ulaştırmaktı. Fakat telgrafın kulanımında, insan sesinin teller aracılığıyla aktarılması imkansızdı. Kendi dönemine göre yeni bir yöntem olarak sayılan telgraftan önce, acil mesajların atlı ulaklar, duman işaretleri, güvercinler ve gemiler kullanılarak iletilmesi gerekiyordu. 1870'li yıllarda insanlar telgrafı geliştirmek için büyük efor sarfediyordu. Ama Graham Bell ipi tek başına göğüsleyerek bunu başardı. Bell hayatını hem sağırların eğitimine harcadı, hem telgrafı geliştirmeye devam etti, hem de bu sayede çok para kazandı. Yaptığı deneyler esnasında, bir odadan diğerine gerdiği telin yansıttığı ses titreşimlerini duydu. Bu zayıf sesi diğer mucitler duymuş olsa bile, bu büyük farklılığı kavrayamadıkları kesindi. Bell, insan kulağının titreşimleri güçlendirmesi konusundaki derin bilgilerinin yardımı ve tel aracılığıyla insan sesinin aktarılmasının mümkün olduğunu kavradı. Böylece, telefon doğdu. On yıl içerisinde, önce Amerika'ya daha sonra da tüm dünyaya yayıldı.
Şimdi Edison'dan söz edelim. Ama ampullerle ilgili bir bilgiye de parmak basmak lazım. İlk lamba
M.Ö. 70.000 civarında icat edildi. Kalıntılardan anlaşıldığı üzere, yosun veya hayvansal yağ ile ıslatılmış bir malzeme ateş ile yakılıyor ve aydınlatma sağlanıyordu. M.Ö. 7. yüzyılda Yunanlılar, el lambaları yerine terra cotta lambaları yapmaya başladılar. Lamba kelimesi, meşaleyi ifade eden Yunanca lampas kelimesinden türetilmiştir. Yani lambanın icadı ta M.Ö'ye dayanmaktadır.
İLK LAMBALAR
18. yüzyılda, lamba tasarımında büyük bir gelişme olan gaz lambaları geliştirildi. Yakıt metal bir hazne içinde yer alıyordu. Yanmanın yoğunluğunu ve dolayısıyla ışığın gücünü kontrol etmek için ayarlanabilir bir metal borusu vardı. Hem alevi korumak hem de alevi kontrol altına almak için lambalara küçük cam bacalar eklendi. İsviçreli kimyager olan Ami Argand, ilk olarak 1783 yılında içi boş cam bir fanusa sahip dairesel fitilli bir gaz lambası kullanma esaslarını geliştirdi.
İlk aydınlatma yakıtları, zeytinyağı, balmumu, balık yağı, balina yağı, susam yağı, fındık yağı ve benzeri maddelerden oluşuyordu. Bunlar, 18. yüzyılın sonuna kadar en sık kullanılan yakıtlardı. 1859 yılında petrol sondajı başladı ve ilk olarak 1853 yılında Almanya’da tanıtılan kerosen (bir petrol türevi) lamba yaygınlaştı.
Kömür ve doğal gaz lambaları da yaygınlaştı. Kömür gazı, ilk olarak 1784 de bir aydınlatma yakıtı olarak kullanıldı. İlk lambalar böyle icat edildi. Daha sonra da gaz lambaları ortaya çıktı. Şimdi bunlardan söz edeceğim.
GAZ LAMBALARI
1792’de, William Murdoch, Cornwall’daki Redruth’taki evini aydınlatmak için kömür gazı kullandığında gaz ile aydınlatmada ilk ticari kullanım başladı. Almanyada mucit Freidrich Winzer (Winsor), 1804’te kömür gazı aydınlatmasını balaran ilk kişiydi ve 1799’da ahşaptan damıtılan bir gaz kullanarak “termolampe” nin patentini aldı.
David Melville, 1810 yılında ABD’nin ilk gaz lambası patentini aldı.
19. yüzyılın başlarında, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki pek çok şehrin sokakları aydınlatılmıştı. Sokaklarda gazla aydınlatması, 1930’lu yıllarda düşük basınçlı sodyum ve yüksek basınç cıva aydınlatmasının yolunu açtı ve 19. yüzyılın başında elektrikli aydınlatmanın gelişmesi evlerde gaz aydınlatmasının yerini aldı.
Elektrikli Ampuller
Ark Lambaları Nasıl Çalışır?
Bir karbon ark lambası, iki karbon çubuğun bir elektrik kaynağına bağlanarak çalışması esasına dayanır. Çubukların boşta kalan uçları doğru mesafeden aralıklarla yerleştirildiğinde, elektrik akımı nedeniyle buharlaşan karbon gazı bir yay içinden akar ve yoğun bir beyaz ışık meydana getirir.
Fransız A.E. Becquerel, 1857’de flüoresan lamba hakkında kuramsal bilgi vermiştir. Düşük basınçlı ark lambaları, alçak basınçlı gaz plazması içeren büyük bir tüp kullanır.İlk Elektrikli Akkor Ampul
İngiltere’de Sir Joseph Swann ve Amerika’da Thomas Edison, aynı dönemlerde yani 1870’li yıllarda ilk elektrikli akkor ampulü icat ettiler.Akkor Lambalar Nasıl Çalışır?
Elektrik akımı, ampulün içindeki filament üzerinden geçer. filamanın elektriğe karşı direnci vardır. Bu direnç, filaman ısısını yüksek bir sıcaklığa getirir. Isıtınan filament ışık yaymaya başlar.
Ampul İcadı
Genel bilinenin aksine, Thomas Alva Edison ilk ampulü “icat” etmedi, ancak yaklaşık 50 yıllık bir fikri geliştirdi. Thomas Edison‘dan önce akkor ampulü patentleyen iki mucit Henry Woodward ve Matthew Evan‘dı. Kanada Ulusal Araştırma Konseyi’ne göre: “Toronto’daki Henry Woodward, Matthew Evans’la birlikte 1875’te ampulü patentledi. Ne yazık ki, iki girişimci buluşlarını ticarileştirmek için finansman sağlayamadılar.Girişimci ve mucit Amerikalı Thomas Edison, aynı akkur flamanlu ampul için patent haklarını satın aldı. Para, Edison için büyük bir problem değildi. Ampul ve aydınlatma sistemleri için 50.000 dolarlık finasman kaynakları elde etti. Edison daha düşük elektrik tüketen, karbon filamentli ve küre şeklinde geliştirilmiş cam bir vakum kullanarak ampulü yeniden tasarladı 1879’da başarıyla sergiledi.
İlk Sokak Lambaları
Amerika Birleşik Devletleri’nden Charles F. Brush 1879’da karbon arklı sokak lambasını icat etti.
Gaz Deşarjı veya Buharlı Lambalar
Amerikalı Peter Cooper Hewitt, 1901 yılında cıva buharı lambasına patent aldı. Bu cam ampul içine cıva buharı kullanılan bir ark lambası idi. Civa buharlı lambalar floresan lambaların öncülerindendi. Yüksek basınçlı ark lambaları civa buharı gazı veya sodyum gazı kullanmaktadır.
Neon Lamba
Fransa’da Georges Claude 1911’de neon lambasını icat etti.Tungsten Flamentli Ampuller
Tungsten Filamentler Karbon Filamentlerinin yerini aldı. Amerikalı Irving Langmuir, 1915’te elektrikli gaz dolu bir tungsten lamba icat etti. Bu lamba, ampul içerisinde filament olarak karbon veya diğer metallerden ziyade tungsten kullanan ve zamanla standart haline gelen akkor ampul oldu. Karbon filamentli ilk lambalar hem verimsiz hem de kırılgandı, bu nedenle kısa bir süre içinde tungsten filament lambalar yaygınlaştı.
Floresan Lambalar
Friedrich Meyer, Hans Spanner ve Edmund Germer, 1927’de bir flüoresan lamba için patent aldı. Civa gazı lambası ve floresan lambalar arasındaki fark, verimliliği artırmak için flüoresan gazının ampullerin içinde kaplanmasıdır. İlk başta berilyum kaplama olarak kullanıldı ancak berilyum çok toksikti ve daha güvenli diğer floresan kimyasallarla değiştirildi.Halojen Ampuller
1959’da Elmer Fridrich ve Emmett Wiley, geliştirilmiş bir akkor lamba türü olan tungsten halojen lamba için 2,883,571 ABD Patentini aldı. 1960’da General Electric’te mühendis olan Fredrick Moby tarafından daha iyi bir halojen lamba icat edildi. Moby’ye, standart bir ampul soketine sığabilecek tungsten halojen A-lambası için 3,243,634 sayılı ABD Patenti verilmiştir. 1970’lerin başında, General Electric araştırma mühendisleri, tungsten halojen lambaları üretmek için gelişmiş yöntemler icat ettiler.General Electric, 1962’de “Multi Vapor Metal Halide” olarak bilinen bir ark lambasının patentini aldı.
Yani uzun lafın kısası asırlar boyunca bir sürü lamba ortaya çıktı. Anlatacaklarım bu kadar. Atatürk'ün " Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir." sözünü hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder